Aslında Yalnız Değilsin Kız Kardeşim
Uzun zamandır zihnimde dönüp duran ve uyanır uyanmaz günaydın demek için uğrayıp, sonra gün boyu bir türlü kurtulamadığım yetememe duygusundan bahsetmek istiyorum.
Ülke ekonomisi, finansal zorluklar, ikili ilişkiler, sosyal anksiyeteler, uzaktaki arkadaşlar, farklı hayatlar derken iyiden iyiye yalnız kaldığımız veya bırakıldığımız çokça durum oluştu hayatlarımızda. Tek başına kilidini çevirdiğimiz iş yerleri, açtığımız bilgisayar ekranları, kurulduğumuz makineler, süpürdüğümüz yerler, koyduğumuz kahveler, gidilen market alışverişleri, masaya konan tek tabak. Böyle söylendiğinde müthiş karamsar görünen bu dramatize edilmiş eylemlerin aslında gerçekten yalnız hissettiren başka bir yüzü var.
Dokunsalar ağlayacak oluyorsun mesela, ağlayamazsın; vaktin yok. Hasta oluyorsun ama hayır gitmen gereken iş yerinde senden başka yok. Olsun istiyorsun, olamaz; az önce bahsettiğimiz finansal zorluklar başlığındaydı o. Dışarı çıkıyorsun, sosyalleşeceksin, elbet var senin de eşin dostun ama dağıtamazsın. Sabah erken kalkacaksın ve mümkünse dinç olmalısın. Ya da gittin şu alışverişe, ödüllendireceksin kendini, yaptın o sevdiğin yemeği, kurdun sofrayı, koydun tek de olsa tabağı ama ucundan dertleşme çekti canın, dertleşemeyebilirsin. Evet biliyorum, çünkü o kişi her kimse belli ki olamıyor o yemekte o saatte. Uzaktaki arkadaşa hiç girmiyorum. İşi, evi, trafiği, partneri derken parametreler çoğalıyor ve rastlantısal bir olasılığa dönüşüyor artık kavuşmalar.
Yaşamıyor mu yahu bunları erkekler, bir kadınlar mı yaşıyor da kız kardeşim dedim? Hayır. Muhakkak yaşıyordur fakat daha güvenli bir yaşam alanında. Eşitlik için mücadele vermedikleri bir iş dünyasında yaşıyorlardır. Kapıyı açık bırakabilir biraz hava girsin diye, akşamın geç bir saatinde deniz kıyısına bir yürüyüş yapabilir, hava aymadan koşabilir, gittiği iş yerinde yapacağı bir anlaşmanın süresi kısalabilir, edineceği finansal ayrıcalıklarla çok daha hızlı adım atabilir. Yoksa tabii her birimiz yaşam mücadelesinde yalnızız. Ama biz kadınlar daha çok yetemiyoruz nedense.
Bir işin kuruluşuna, rutin gerekliliklerine, evin yönetimine, kurulu düzenine, bir bebeğin ağlamasına belki veli toplantısına hatta. O yüzden yalnız değilsin kız kardeşim. Ve dokunsalar ağlayacak dediğim o yere geldiğinde ağla. Hatta mümkünse o sırada ağlayamayan diğer kız kardeşin için de ağla ama unutma yalnız değilsin. Önceliklerini sırala, birini bırak. En çabuk vazgeçebildiğini bırak ya da zorla kendini en zor olanı bırak. Anlat kendini sorumluluğun her kimeyse hatta. Anlatabildiğin kadarını anlat ve bırak. Bazen hepsini bazen birini. Yetiyorsun aslında. Yettin ki daha fazlasını aldın sırtına biliyorum. Tam da o yüzden aldığın gibi bırakabilirsin de. Uzaktaki dosta gelince, açamıyorsa telefonu bir video bırak. İyi ki varsın de. Sen de iyi ki varsın.